26 Temmuz 2007 Perşembe

Çiller’e ‘siyasete dön’ çağrısı


İstanbul’da, eski Doğru Yol Partili bir grup, Tansu Çiller’in evinin önünde toplanarak siyasete dönmesi yönünde çağrıda bulundu.

Demokrat Parti adını alan Doğru Yol Partisi’nin eski üyelerinden oluşan yaklaşık 50 kişilik bir grup, Tansu Çiller’in Yeniköy’deki yalısı önünde toplandı.

Eski DYP genel başkanına siyasete geri dönmesi için çağrı yapan gruptakiler “Çiller ana geri dön” diye slogan attı.Daha sonra gruptakilerden bazıları yalıya girerek Tansu Çiller ile görüştü.Görüşme sonunda partililerle birlikte Tansu Çiller de dışarıya çıktı.Habercilere el sallayan Çiller, siyasete dönmesiyle ilgili sorularına yanıt vermedi.Çiller sadece “Mesajımı daha önce verdim. 14 aralıkta neredeysem, oradayım” açıklamasını yaptı.

AK Parti, MHP’nin kararından memnun

MHP’nin cumhurbaşkanlığı oylamalarına katılma kararı Adalet ve Kalkınma Partisi’nde memnuniyet yarattı.
Eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek, MHP’nin tavrını doğru bir hareket olarak nitelendirdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Necati Çetinkaya ise “milletin kararı doğrultusunda hareket edeceğini söyleyen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
AK Parti’den Ankara Milletvekili seçilen Salih Kapusuz da, geçen dönem yaşanan gerginliklerin bir daha yaşanmaması adına MHP’nin tavrının doğru olduğunu söyledi. Bahçeli, Milliyet gazetesine yaptığı açıklamada, oylamaya katılacaklarını söylemiş, AK Parti’nin adayına destek olup olmayacakları ile ilgili olarak ise “Desteklemeyebiliriz; buna ihtiyaçları da yok” demişti. Bu arada, Sivas Bağımsız Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu da cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Meclis’teki oylamaya katılacağını açıkladı.

Livaneli: CHP gerçeği saklıyor

Beylerbeyi’ndeki Erdoğan-Baykal gizli buluşmasını duyuran Zülfü Livaneli, CHP’den kendisini yalanlayan açıklama yapılması üzerine “Gerçek demokrasilerde böyle çarpıtmaların bedeli çok ağır olur. Partimizin gerçeği saklamasını üzüntüyle karşılıyorum” dedi.
CHP lideri Deniz Baykal ile Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, 4 yıl önce Beylerbeyi’nde gizlice buluştuklarını ve pazarlık yaptıklarını yazan Zülfü Livaneli, CHP’nin yazdıklarını yalanlamasına tepki gösterdi.
Livaneli, bugün bir açıklama yaparak CHP Genel Merkezi’nin açıklamasının “gerçeği yansıtmadığını” söyledi.
Livaneli, şöyle dedi:“2002 yılında Deniz Baykal’ın parti organlarının haberi olmadan, Tayyip Erdoğan’la Beylerbeyi Sea Bosphorus lokantasında gizli bir buluşma gerçekleştirdiği tanık beyanlarıyla ortaya çıkmış, basınımızda da ayrıntılarıyla yer almıştır. Bu durumda CHP Genel Merkezi’nin dün yayınladığı ‘Böyle bir buluşma olmadı’ diyerek beni yalanlayan açıklaması, gerçeği yansıtmamaktadır. Gerçek demokrasilerde böyle çarpıtmaların bedeli çok ağır olur. Partimizin gerçeği saklamak için böyle yollara başvurmasını üzüntüyle karşılıyorum.”

Baykal, Erdoğan’la ne konuştuklarını anlattı

Zülfü Livaneli’nin CHP yenilgisi üzerine Deniz Baykal’ın Tayyip Erdoğan’la 5 yıl önce gizli bir görüşme yaptıklarını hatırlatıp, 3 saat süren yemekte ne konuşulduğunu sorması üzerine başlayan polemik yeni bir boyut kazandı. Baykal, Başbakan’la görüşmelerinin konusunun “1 Mart tezkeresi” olduğunu açıkladı. CHP’nin 1 Mart tezkeresinde tavrı “ret” olmuş, Başbakan’ın aksi yöndeki çağrısına rağmen AK Partililer’in de destek vermesiyle tezkere reddedilmişti.

Baykal, ‘gizli’ yemeği, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’e anlattı. Özkök’ün soruları ve Baykal’ın yanıtları şöyle:- Yemeği nerede yediniz?Restoranın adını bile bilmiyorum. Brüksel’den dönmüştüm. Bülent Tanla beni havaalanında karşıladı. Alıp o restorana götürdü. Orada Haluk bizi karşıladı. Erdoğan’ın yanına o götürdü.- Görüşme talebi kimden geldi?Tayyip Bey’den geldi. O baş başa görüşmeyi istedi.- Bu buluşmanın tarihi neydi?Onun tarihi de çok ilginç. Tarihi, günü ve saatiyle vereyim. 22 Şubat 2003 Cumartesi günü saat 20.00’de.- Peki ne konuştunuz?Öyle pazarlık falan olmadı. Pazarlık varsa o benden ne istemiş? Ben ne vermişim? Bu da ona karşılık bana ne vermiş? Güya ben ona cumhurbaşkanı olma demişim. Buna karşılık o da bana iki partili sistem oluruz demiş. Ben de buna karşılık ona Meclis’in yolunu açmışım.- Öyleyse ne konuştunuz?İki kişi arasında konuşulan bir şey. Benim anlatmam şık olmaz. Ama size bir ipucu vereyim. O yemeği 22 Şubat 2003’te yedik. Ondan bir hafta sonra ne vardı?- Ne vardı?1 Mart Tezkeresi...- Yani o konuyu mu konuştunuz?Evet, tamamen ülke meselesi. Başka ayrıntı veremem. Ama şunu kesinlikle söylüyorum. Erdoğan’la ne onun ne de benim kişisel kariyerimizle ilgili tek kelime konuşmadık.LİVANELİ BENİM KURMAYIM DEĞİLBaykal, Livaneli’nin bir başka yemekle ilgili iddiasını da yanıtladı. Livaneli, Mehmet Sevigen’in evindeki yemekte, Erdoğan’a milletvekilliği yolu açan Baykal’ın, buna karşı çıkanlara “2 ay dayanamaz, gider” dedi?ini öne sürmüştü. Baykal, bu yemeğin 19 Aralık 2002 tarihinde yendiğini, Erdoğan’a milletvekilliği yolu açan Anayasa değişikliğinin ise bu tarihten önce tamamlandığını belirtti. Yemeğin, Yaşar Nuri Öztürk ile Zülfü Livaneli’yi “kaynaştırma” amacıyla düzenlendiğini belirten Baykal, “Böyle bir tartışma olmadı. Zaten olay olmuş bitmiş, Cumhurbaşkanı geri çevirmiş, ben buna katkı demeci vermişim, partisi seçim kazanmış bir insanın önünü açmışım. Bugün olsa yine yaparım” dedi.

Baykal: Umarım Erdoğan uzlaşı arar


CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı seçimine yönelik olarak, “Sayın Başbakan umarım, muhalefetle işbirliği içinde, uzlaşmayla Cumhurbaşkanı seçme anlayışını sürdürmektedir” dedi.


Baykal, Parti Genel Merkezi’nde bir grup gazeteci ile sohbeti sırasında, Cumhurbaşkanı seçimine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Seçimlerden sonra, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin yeni bir sayfanın açıldığına işaret eden Baykal, “Bu sayfanın bir uzlaşma ve işbirliği anlayışı içinde gelişmesi hepimizin dileğidir” diye konuştu.


Bu dönemin uzlaşma anlayışıyla gelişip gelişmeyeceğini belirleyecek en temel konunun Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu vurgulayan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:“Başbakan, seçimlerden önce Cumhurbaşkanının uzlaşmayla seçileceğini kamuoyuna ilan etmişti. Beni seçimden sonra aradığında da bu anlayışını tekrar etmiştir. Cumhurbaşkanı adayı arayışını muhalefetle de görüşerek sürdüreceğini açıklamış olması memnuniyet vericidir. Şimdi, Sayın Başbakan’ın bu doğrultuda yapacağı girişimleri bekliyoruz. Sayın Başbakan, umarım, muhalefetle işbirliği içinde, uzlaşmayla Cumhurbaşkanı seçme anlayışını sürdürmektedir. Geçen Parlamento döneminin gerginliklerini çatışmalarını, bu Meclis’e taşımak çok yanlış bir başlangıç oluşturur. Uzlaşma politikası AKP için de Türkiye için de yararlı olacaktır. Umarım Başbakan muhalefete bir Cumhurbaşkanı dayatma yanlışına bir kez daha sürüklenmez.”

25 Temmuz 2007 Çarşamba

"DAYATMA OLMAYACAKTIR"


DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, yeni parlamentonun ilk işinin, cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu belirterek, Başbakan Erdoğan'ın seçim akşamı partisinin balkonundan yaptığı konuşmada işaret ettiği uzlaşı ve diyaloğu öncelikli cumhurbaşkanı seçiminde gözetmesi gerektiğini söyledi.
Zeki Sezer, ''Bu cumhurbaşkanı seçiminin dayatmayla değil, toplumun çok önemli kesiminin içine sindirebileceği şekilde diyalog ve uzlaşıyla sonuçlandırılması, kalkınma, gelişme ve hızlı büyümenin ilk adımı olacaktır. Bu konuda iktidar partisine büyük görevler düşüyor'' dedi.DSP Parti Okulu'nda üniversiteli gençlere liderlik konusunda vereceği eğitim öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün bugünkü açıklamasında yeniden cumhurbaşkanı adayı olabileceğini ima ettiğine işaret eden Sezer, ''Ben inanıyorum ki dayatma olmayacak. Hükümet ve aynı zamanda Sayın Gül, görüşünü gözden geçirecektir'' diye konuştu.İyi bir muhalefet partisi olacaklarını, sağ duyulu ama aynı zamanda kararlı bir muhalefet örneği vereceklerini belirten Zeki Sezer, ''Daha önceden kararlaştırdığımız gibi demokratik sol kültürü benimsemiş arkadaşlarımız DSP'de siyasi yaşamlarını sürdürecekler'' dedi.

TÜRKİYE GENELİ SON VERİLER

BAŞBAKAN ERDOĞANIN 22 TEMMUZ SEÇİMİ ZAFER KONUŞMASI

BAŞBAKAN ERDOĞAN MAZBATASINI ALDI

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul İl Seçim Kurulunda milletvekili mazbatasını aldı. Erdoğan, İl Seçim Kurulunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin ile İl Seçim Kurulu Başkanı Tanju Halil Bilgin'in odasına girerek bir süre görüştü. Başbakan Erdoğan daha sonra Bilgin'den mazbatasını alarak basın mensuplarına poz verdi.

ziyaretler